Haberler

İbrahim Dölen Transmedya Röportajı

Borusan Lojistik Genel Müdür Yardımcısı İbrahim Dölen: Borusan Lojistik 2004'te yüzde 50 büyüdü Lojistik sektöründeki en yetkin ve kaliteli insan kaynaklarına sahip firmayız diyen İbrahim Dölen, 6 Sigma'yı uygulayan Türkiye'de tek, dünyada ise üç firmadan biri olduklarını söylüyor. Türkiye ekonomisinde bu yılki büyüme oranının yüzde 10'lar civarında olduğu belirtiliyor. Ekonomide yaşanan bu büyüme lojistik sektörünü de olumlu yönde etkiliyor. Borusan Lojistik Genel Müdür Yardımcısı İbrahim Dölen, lojistik sektörünün, bu yılki büyüme oranına göre normalde yüzde 20 civarında büyümesi gerektiğini ancak sektörün yüzde 30 civarında büyüdüğünü söylüyor ve ekliyor; "Biz Borusan Lojistik olarak bu yüzde 50 oranında bir büyüme gerçekleştirdik. Bu büyümede ciromuz yüzde 57 civarında, iş hacmimiz yüzde 60 seviyelerinde, personel seviyesinde ise yüzde 10 civarında bir yükseliş kaydettik. Verimlilik ve kalite alanında çok önemli ilerlemeler gösterdik. Ayrıca Türkiye'de lojistik sektöründe çalışan en yetkin ve kaliteli insan kaynaklarına sahip firmayız." Ağırlıklı olarak otomobil, demir-çelik ve gıda sektörlerine yönelik taşımacılık hizmeti verdiklerini ifade eden İbrahim Dölen, Borusan Lojistik'in geçmişinin 37 yıl önceye dayandığını, 2000 yılında Borusan Grubu'na hizmet eden 3 tane lojistik firmasını birleştirdiklerini belirtiyor. Borusan Lojistik'in özellikle sahip olduğu yetkin insan kaynakları ile sektörde önemli bir yere sahip olduğunun altını çizen İbrahim Dölen, firmada verimliliği artırmak için 6 Sigma'yı uyguladıklarını söylüyor. Borusan Lojistik'te uygulanan 6 Sigma ile ilgili olarak Dölen, "6 Sigma'yı dünyada 3 tane lojistik firması kullanıyor. Bunlardan birisi de Borusan Lojistik. Türkiye'de uygulayan başka bir rakibimizde yok" diyor. "Genel müdürden tutun en aşağı kademe olan depoda çalışan arkadaşımın bile iş hedefleri ve günlük hedeflerinin karnesini otomatik takip eden sistemlere sahibiz. Yaptığımız tüm lojistikle ilgili süreçlerin tamamı bilgisayar ortamında müşterilerimizin hizmetine sunuyoruz. Çünkü bunlar işin olmazsa olmaz kurallarından biri haline geldi" diyen Dölen, Türkiye lojistik sektörünün gelişimi ile ilgili şunları anlatıyor: "Ben yaklaşık 7 yıldır lojistik sektörünün içindeyim. İlk günden bugüne bakacak olursak lojistik sektöründe çok hızlı bir değişim yaşadığımızı düşünüyorum. Eğer 2000 ve 2001 krizleri yaşamamış olsaydık çok daha ileri seviyelerde olacaktık. Ekonomide ters bir dalgalanma olmazsa lojistik sektörünün Türkiye'yi ileriye götürecek sektörlerden biri olduğuna inanıyorum." Dölen, "Mevcut kapasitemizin üstünde çalışıyoruz." Borusan Lojistik'in 2004 yılında neler yaparak büyüdüğünü sorduğumuzda İbrahim Dölen şu cevabı veriyor: "Artık mevcut tüm kapasitelerimizin üstünde çalışıyoruz. Bir limanımız var ve bu limanımızda şuan üç farklı iş tipi yapıyoruz. Bunlardan ilki konteyner hatları hizmeti, ikincisi genel kargo işleri yapıyoruz. Ancak ağırlıklı olarak sac grubumuzun ürünlerinden olduğu için aynı zamanda tüm otomotiv sektörü, beyaz ve kahverengi eşya müşterilerimizin de ürünleri yerleştiriliyor. Son olarak da araba lojistiktiği yapıyoruz. Bu ürünlerin ihracat limanıyız. Bu işleri aynı anda yapmaya başladık.Geçen sene araba işinde yoktuk. Yaptığımız konteyner hacmini geçen seneye göre yüzde 25 artırdık. 2000 yılında kurulduğumuz zaman ciromuzun yüzde 80'i Borusan Grubu'na yüzde 20' si ise grubun dışına çalışıyorduk. Bu yıl ise geldiğimiz noktada yüzde 60 grup dışına, yüzde 40 grup içine çalışıyoruz." İbrahim Dölen, Borusan Lojistik'in 2005 yılına yönelik hedeflerini ise şöyle sıralıyor: "2005 yılıyla ilgili bütçe çalışmalarımız bitti. Beklentilerimiz inşa ettiğimiz deponun yanında en az bir o kadar daha depolama kapasitesine sahip olmak ve müşteri kapasitesini arttırmak. Otomobil, beyaz ve kahverengi eşya sektöründe mevcut yapılan hizmetlerden başka farklı hizmetler yapmak. Türkiye'de yapılmayan ve projesini hazırladığımız çalışmalarımız var. Bunları yıl ortasında sektördeki önemli iş sahipleriyle paylaşıyor olacağız. Limandaki kapasitemizi artırıyoruz." Ülkemizde limanlar aktifleştirilmeli Türkiye'nin lojistik üssü olmasının pek mümkün olmadığını söyleyen İbrahim Dölen, Türkiye'nin lojistik alanında iyi bir yere gelebilmesi için komşularıyla iyi geçinmesi gerek ve ticari anlamda ilişkisini artırması gerektiğini çünkü ülkemizin çevresinde birçok ürüne ihtiyacı olan ülkelerin olduğunu vurguluyor. Dölen ayrıca ülkemizde limanların aktifleştirilmesini ve demiryollarının kullanımının artırılmasını istiyor. Türkiye'nin lojistik sektöründe AB'ye girdiğini ifade eden Dölen, "AB kapısından girdik ama yapmamız gereken pek çok şey var" diyor ve ekliyor: "AB'ye girdiğimiz zaman her şeyin otomatikman düzeleceği ve ülkemize büyük bir refah getireceği yanılgısına giriyoruz. Girme aşamasında her sektör alışkanlıklarını değiştirmek zorunda kalacak. Lojistik sektörü de çok ciddi bir şekilde değişecek. Avrupa'ya giderseniz 8-10 teker tipi kamyonların olmadığını görürsünüz. Her yerde modern TIR'larla taşıma yapılır. Türkiye'de kullanılmış araba ithalatına müsaade edildiği gün 8-10 tekerli kamyonları üreten, bu sektöre hizmet veren oto sanayinde çalışan insanlar var. Bunlar ciddi bir kitle. Bu uygulamalar hayata geçirildiği zaman böyle bir iş kolu kalmayacak. Bu da ciddi bir bedeldir. Böylece ürününüze değer katmayan maliyeti ciddi boyutlarda artırmak adına pek çok firma yatırım yapmak zorunda kalacak. Bunlar Türkiye'de birçok şeyi değiştirecek." Türkiye'de 1 milyon 200 bine yakın ruhsatlı kamyon, kamyonet, TIR gibi araçların olduğunu bunun çok ciddi bir rakam olduğuna dikkat çeken Dölen, "Mart ayında Türkiye çok ciddi bir değişim yaşanacak. Bizim hesaplamalarımıza göre lojistik sektöründeki firmaların yüzde 30'u yok olacak. Bu çıkartılan kanunun doğal bir sonucu. Örneğin 19 yaşından büyük araçlar mal taşıyamaz maddesi Türkiye'de bu şekilde bulunan 150 bin tane aracı etkileyecek. Bu 150 bin araç 26 Şubat 2005'ten itibaren trafikten men edilecek ve sağlıklı düzgün frenleri çalışan arabalar trafikte olacak. 150 bin aracın yüzde 60'ının sahibi tek bir araca sahip. Bu insanlar işsiz kalacak. Bu sayı da tahminen 4 bin 500 kişi civarında. Yöneticiler bunların farkındalar ama halkımız değil. Polonya'da bu uygulama başlatıldığında o ülkedeki lojistik sektöründe yüzde 30 kayıp meydana geldi. Ülkemizde bu oranı yüzde 40 civarlarında bekliyoruz. Bu insanların nerde iş bulacağı konusunda hiçbir çalışma yok" diyor.